9 Nisan 2019 Salı

#9 görsel ilüzyondan çıkamıyorum

Kırmızı, yolun sonuna geldi. Güneş, az önce batmıştı ve bunun, onun görüp görebileceği son gün batımı olduğunu idrak ettiğinde üzülmeden edemedi. En azından tadını çıkararak izlemek isterdi. Şimdi önünde duran ve ucu bucağı görünmeyen uçurumun kenarında durmuş, yolculuğunun bir gün aniden bitebileceğini kestirememişti. Kırmızı hazırlıksız yakalanmasına şaşırmadı. Kafasında işleyemediği veri şuydu. Bulunduğu duruma vereceği tepki, seçeceği karar, bir şeyleri değiştirecek veya bir fark yaratacak mıydı? Elbette arkasını dönüp geldiği yolu gerisingeri yürüyebilirdi. Fakat bu onun aklının ucundan bile geçmedi. Hem de hayatının hiçbir evresinde. Kırmızı, bir kez daha uçurumun en dibini görmeye çalıştı. Gitmesi gereken yer orasıydı, atlaması gerekiyordu ancak bulut denizinin ötesini görmeyi başaramadı. Takip ettiği sinek kuşu bulutların arasına çoktan kaybolmuştu. bu Sessiz Bahar günü Kırmızı da onun gibi uçabilmeyi çok istedi. Ama onun kanatları yoktu. Yürüdüğü yol her nasılsa onu bu noktaya getirmişti ama bu birilerini veya bir şeyleri takip ettiği için değildi. Cevabını beklediği daha çok sorusu vardı artık. Ama her zamanki gibi istediğinde değil, ihtiyacı olduğunda alacaktı cevapları. Bu dünyada, beklentilerin sadece üzdüğünü düşünen bir grup insan vardı. O ise beklentilerin gücüne inananlardandı. Gülümsedi. Kırmızı, bulutların içine atlarken Kıbrıs kralı Pygmalion ve Galatea'yı düşündü. Eninde sonunda, günün birinde sinek kuşuyla yollarının yeniden kesişeceğini biliyordu. O gün geldiğinde kendisini Ay'a kadar takip edecekti. Çünkü o Kırmızı'yı, Kırmızı'nın Mavi'sine götürecekti.

son

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder